1920’li yıllarda tarihi bir görsele sahip olan filmde kahramanımız Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra tehlikeli bir yolculuğa çıkar. Savaş yıllarında adada kalan arkadaşlarına ulaşmak zorundadır.

Kullanıma hazır bir gemi bulunmadığı için kahramanımız küçük bir sandala biner ve tehlikeli yolculuk başlar.

Denizdeki tehlikeli yolculuk biter ve kahramanımız bitkin bir halde adaya ulaşmayı başarır.

Kavuşmanın sevinci yaşanır, fakat adada niyeti bozuk yabancı askerlerin olduğunu öğrenir.

Adadaki hiç kimse savaşın bittiğinden haberdar değildir ve düşmanların artık dost olduğunu da bilmiyorlardır.

Adada bulunan yabancı askerlerin aslında hazine avcıları oldukları ortaya çıkar, askerler adadaki sanat ve tarihi eserleri çalmış ve saklamaktadırlar. Kahramanımız buna izin vermeyecektir.